21 Aralık 2012 Cuma

İnci İşlemeli Havlu

Bundan yaklaşık dört yıl önce, elişi ve hobiler konusunda oldukça yeni iken, bir arkadaşımı güpür üzerine inci işlerken gördüm. İncileri çok sevdiğimden olsa gerek, bu fikir çok hoşuma gitti. Hemen malzemeleri alıp sıcağı sıcağına iki havlu yaptım. Havlulardan birisini de anneme hediye ettim. Her gittiğimde fotoğrafını çekmeyi unuttuğumdan, onu en kısa zamanda fotoğraflayıp, paylaşacağım.
İşte havlum;


Önce güpürün üzerine beyaz ve pembe inciler diktim ve birde yeşil kelebekleri kondurdum. Sonrada güpürü havluya yerleştirdim. 

Benim çok sevdiğim bir çalışma oldu. Peki sizce nasıl olmuş?

16 Aralık 2012 Pazar

İki Küçük Etek

Dikiş maceram kızıma diktiğim etekler ile devam etmekte. Diktiğim parça küçük olunca, haliyle çabuk bitiyor. Sabırsızlıkla bekleyen küçük kuzum da hemencecik giyiyor üzerine. Sonra da  evin diğer fertlerine soruluyor, 'Güzel olmuş mu?' diye. Onlarda beğenirse değmeyin keyfimize...

Bu çiçekli etek kızımın favorisi. Etek ucuna ponponlu sutaşı geçirdim. 


Bu etek ise; aslında bir elbiseydi, küçülen bir elbise. Kollarını kestim ve bel kısmına lastik geçirdim. O da artık şirin bir etek olarak dolabımızda yerini aldı.


Yeni dikiş maceralarında buluşmak ümidiyle...


12 Aralık 2012 Çarşamba

Karamelli Tavuk Göğsü

Tatlılarla aram çok iyi olmasa da karamelli tatlara bayılırım. O yüzden klasik bir tavuk göğsü tarifine, küçük bir ekleme yapıyor ve çok sevdiğim bir lezzete kavuşmuş oluyorum. En sık yaptığım tatlılardan biri olan bu leziz tarifi sizlerle de paylaşmak istiyorum.

Malzemeler :
  • 100 gr tereyağı
  • 1 su bardağı un
  • 1 kaşık nişasta
  • 1 su bardağı şeker
  • 1 litre süt
  • 1 paket vanilya ( Ben damla sakızlı vanilya kullanıyorum)
Karamel için;
  • 1 su bardağına yakın toz şeker.
Hazırlanması :
  1. 1 su bardağına yakın toz şekeri tavada eritiyoruz. Kaselerin diplerine, eriyen şekeri azar azar paylaştırıyoruz.
  2. Tencereye aldığımız tereyağı eridikten sonra, un ve nişastayı ekliyoruz ve biraz kavuruyoruz.
  3. Sonra diğer malzemeleri de ekleyip, karıştırarak pişiriyoruz.
  4. Piştikten sonra altını kapatıp 5 dakika mikserle çırpıyoruz. Ve tabanlarına karamel döktüğümüz kaselere, tatlılarımızı boşaltıyoruz.
  5. Soğuyan tatlımızı ; bir tabağa ters çevirerek servise hazır hale getiriyoruz.
Afiyet olsun !

Not :Diğer tariflerim burada.

7 Aralık 2012 Cuma

Anahtarlıklar 2

Geçtiğimiz günlerde kendime ve oğluma yaptığım anahtarlıkları sizlerle paylaşmış ve devamının geleceğini söylemiştim. Arayı fazla açmadan yeni anahtarlıkları da yaptım. Daha doğrusu kızımın ve yeğenlerimin 'Ne zaman bize anahtarlık yapacaksın?' sorularına daha fazla dayanamadım.




Ablamın oğlu, resimden de anlaşılacağı üzere fanatik beşiktaşlı. Formanın arkasına adını ve sevdiği numarayı yazdım.









Kızım ve kuzeni anahtarlıklarında 'hello kitty' olsun istediler. Bu şirin anahtarlıkları da ikisine yaptım. Hello kitty çantalarına taktılar, şirine şirine dolaşıyorlar.



Bu anahtarlık da Bilal'e abi olma hediyesi. Geçtiğimiz haftalarda bir arkadaşımın yeni dünyaya gelen ikinci bebeğini görmeye gittiğimizde, bebeğin abisine hediye ettim.


Diğer yaptığım anahtarlıklara da buradan bakabilirsiniz...






Hobicraft Çekilişi

Sizlere yeni açılan bir hobi paylaşım sitesini tanıtmak istiyorum. Kendi yaptığınız el emeklerinizi veya internette beğendiğiniz çalışmaları burada paylaşıyor ve daha çok kişiye ulaşabiliyorsunuz. Ayrıca hobicraft size blogunuzu tanıtma imkanı da sunuyor. Siteye giriş yapmak da çok kolay. Sosyal medya üyeliklerinizden biriyle doğrudan giriş yapabiliyorsunuz. Şifre, aktivasyon derdi yok...
Sosyal hobi paylaşım platformu hobicraft; bir adet bernardo altılı kahve fincan takımı hediye ediyor. Bu güzel ürünün sizin olmasını istiyorsanız çekilişe buradan katılabilirsiniz...

4 Aralık 2012 Salı

Mutfak Havlusu

Hani bazı işler vardır; insanı rahatlatır. Onunla meşgul iken, uzaklaşırsın biraz herşeyden. İşte kurdela nakışı da böyle benim için. Gerçi kendisiyle tanışalı çok olmadı ama kısa zamanda bana kendini çok sevdirdi. Biraz ara versem, özlem gidermek adına, küçük de olsa birşeyler yapmak için ortaya çıkıveriyor hemen kurdelalarım. Bu mutfak havlusunu da o zamanların birinde yapmıştım.


Sevdiğim şirin bir model. Bu gülleri çoğu modele yakıştırıyorum.


Size hangi uğraşlar terapi gibi geliyor ?..


Not: Eğer bu mutfak havlusunu beğendiyseniz ve almak isterseniz buradan ulaşabiliriniz.

Not: Diğer kurdela nakışı çalışmalarım da burada...






30 Kasım 2012 Cuma

İlk Elbisemi Diktim

Uzun zamandır istediğim şeylerden birisi; dikişteki acemiliğimi atıp, istediğim modeli dikebilmek. Sanırım bunun için baya bir yol katetmem gerek.
Kızım için diktiğim birkaç parçadan sonra, sıra bana geldi diye düşündüm ve ilk elbisemi diktim. Elbisenin kalıbını Burda 2012 Ekim sayısının 128 nolu modelinden çıkardım. Kalıbın birkaç yerinde değişiklik yaptım. Penslerin yerini biraz değiştirdim. Ön bedende a pile vardı, onu yapmadım. Birde kumaşım yetmedi, bende iki renk kullandım.



İlk elbisemi böylece dikmiş oldum. Darısı evdeki diğer kumaşların başına...

28 Kasım 2012 Çarşamba

Zencefil

Malumunuz evde küçük çocuklar olunca, özellikle kış aylarında sürekli hastahanelerde bulurduk kendimizi. Ta ki; tam bir şifa kaynağı olan zencefil ile tanışana dek. İlk olarak annem söyledi 'zencefil çocukların bağışıklık sistemini güçlendiriyormuş' diye. Sonrasında gerek kitaplardan, gerekse internetten yaptığım araştırmalarda zencefilin ne kadar faydalı bir bitki olduğunu öğrendim. Ve artık mutfağımdan hiç eksik etmiyorum. Çünkü zencefili kullanmaya başladığımdan beri neredeyse hastahanelere hiç uğramıyoruz desem yeridir (Maşaallah).  Hastalıkları ise, ilaç kullanmadan çok daha hafif bir şekilde atlatabiliyoruz çok şükür.
Ben genelde toz zencefili yemeklere, pastalara katıyorum. Böylece bütün ev halkı tüketmiş oluyor. Hastalık zamanlarında ise; 1 yemek kaşığı bala çay kaşığının ucuyla toz zencefili karıştırarak tüketiyorum ve tükettiriyorum. Zencefil çayını da içmeyi çok seviyorum.


Ve işte Zencefilin Faydaları:
  • Karaciğere, mideye, bağırsağa çok faydalıdır.
  • Devamlı zencefil kullananlarda kanser olma riski azdır.
  • Soğuk algınlığına iyi gelir. Balgamı söktürür ve iyileşmeyi hızlandırır.
  • Bulantı gidermeye yardımcı olur. Kusmayı önler.
  • Midedeki balgamı parçalar ve iltihabı kurutur. Mide ağrılarına ve hazımsızlığa iyi gelir.İltihap önleyici etkisi vardır.
  • Yatıştırıcı ve gaz söktürücüdür.
  • Mikrop öldürücüdür.
  • Vücut direncini artırır. Bağışıklık sistemini güçlendirir.
  • Damar tıkanıklarını önler. 
  • Bağırsak bozukluklarını giderir. İshali keser.İlaçların mide ve bağırsaklara yaptığı yan etkiyi yok eder.
  • Zencefil çayı; grip, soğuk algınlığı ve öksürüğe çok iyi gelir.
  • Antiseptik özelliği ile kanı temizler. Çok iyi bir anti oksidandır.
  • Solunum yollarını açar.
  • Romatizmal hastalıklarda ağrıyı azaltır ve iyileşmeye yardımcıdır.
  • İyi bir zihin açıcıdır, hafızayı güçlendirir.
  • Sindirim sistemini düzenler. Yemeklerinize ve hamur işlerinize zencefil eklerseniz, yediklerinizin daha rahat sindirilmesini sağlarsınız.
  • Anne sütünü artırır.
  • Kan şekerini dengede tutmaktaki etkisinden dolayı, tok tutucu ve metabolizmanın yavaşlamasını engelleyici etkisi ile rahat kilo vermeyi sağlar.
Herkese sağlıklı günler diliyorum...

23 Kasım 2012 Cuma

Çocuklarla Tişört Boyama

Uzun zamandır istediğim tekstil kalemini almak için gittiğim yapı markette, çocuklar için satılan tekstil kalemlerini gördüm. Tabii yanımdakilerin de(oğlum ve kızım) yoğun isteği üzerine onu aldık. Eve dönüş yolumuz, çocuklarla 'hangi tişörtü, nasıl boyasak' diye konuşmakla geçti. Ve eve gelince hemen ilk denemelerimizi yaptık.
Ben çizdim, onlar boyadı. Oğlumun hemen hemen çoğu kıyafetinde araba, motor, uçak(vs.) var. Olmayanlara da biz ekliyoruz.


Ve bu da minik kelebeğimin, kelebekli tişörtü;

Bu kalemler, normal tekstil kalemine nazaran biraz daha soluk renkli gibi geldi bana. Ama çocuklar için çok eğlenceli bir faaliyet olduğu kesin. Bir çocuk için kendi tasarımı olan bir tişörtü giymek, çok zevkli bir duygu olsa gerek...

Not: Diğer süslediğim tişört ve kıyafetler burada...


21 Kasım 2012 Çarşamba

Ezo Gelin Çorbası

Kış mevsiminin kendini göstermeye başladığı şu günlerde, içimizi ısıtacak hem lezzetli hem sağlıklı bir çorba ezo gelin çorbası. Bu çorba benim için; 'çocuklara faydalı bir çok şeyi bir arada yedirmenin yolu' demek. Özellikle bu mevsim geçişlerinde sık sık yemeli...
Tarifte kendime özgü, şifa niyetine yaptığım bazı eklemeler var. Hemen tarife geçiyorum;


Malzemeler:

  • 3 çorba kaşığı mercimek
  • 1 çorba kaşığı pirinç
  • 1 çorba kaşığı bulgur
  • Sıvı yağ, salça
  • 1-2 diş sarımsak
  • 2 rendelenmiş havuç
  • Yarım çay kaşığı toz zencefil
  • Tuz, karabiber, kimyon, kuru nane
  • Varsa et veya tavuk suyu, yoksa sadece su
Hazırlanması:

  1. Tencereye alınan salça ve sıvı yağ(tercihen zeytinyağı) kavrulur. Ardından mercimek eklenir biraz kavrulur. Sonra pirinç ve bulgur eklenir.
  2. Sıcak suyunu(et suyu veya tavuk suyu olabilir) ve baharatlarını, tuzu, toz zencefili, rendelenmiş sarımsağı ekliyoruz.
  3. Diğer bir tavada kavurduğumuz, rendelenmiş havuçları da çorbamıza ekliyoruz. 
  4. Ve çorbamız kaynadıktan sonra istediğimiz kıvama gelene kadar pişirelim. Blendırdan geçirdikten sonra, çorbamız servise hazır.
Afiyet olsun ...

Not: Diğer tariflerim burada...
Not :Mutfakta çok sık kullandığım, tam bir şifa kaynağı olan zencefil ile ilgili bir yazım olacak çok yakında...

16 Kasım 2012 Cuma

Anahtarlıklar

Herşey, oğlumun okuldaki dolabının anahtarı için, anahtarlık aramam ile başladı. Arabalı bir anahtarlık ararken; en iyisi kendim yapayım, hem üzerine ismini de yazarım diye düşündüm. Ve keçe kullanarak oğluma bu anahtarlığı yaptım;


Sonra, baktım ki anahtarlık yapmak çok eğlenceli, bir tane de kendime yapayım o zaman dedim. Kırmızı bir kadife kumaşım vardı. Bundan güzel bir 'angry birds' olur diye düşündüm. Oldu da.. Ve işte büyük bir zevkle kullandığım anahtarlığım;


Sanırım anahtarlıkların devamı gelecek. Çünkü kızımdan ve yeğenlerimden yoğun istek, hatta baskı var. Ne yapalım artık. İstekleri baş göz üstüne kabulüm...


10 Kasım 2012 Cumartesi

Kızıma Çanta Diktim

Bu aralar dikişe merak saldım. Acemiliğimden dolayı küçük dikiş denemelerim oluyor şimdilik. İlk denemelerimden bir tanesi kızıma çanta oldu. Elimde olan kumaşlardan, dikiş makinasını deneme amaçlı başladığım iş, bir anda çantaya dönüşüverdi adeta. Tahmin edeceğiniz üzere, bu işe kızım çok ama çok sevindi. "Annee, bu çantayı bana mı yaptın? Canım annem benim!" sözleriyle de sevincini dile getirdi.


Krem rengi, kalın kumaşın üzerine kot kumaştan kalpler diktim. Yanlarına da yine kot kumaştan yapılmış fiyonklar diktim. Çanta sapını dikerken de süslü dikiş kullandım.


Şirin bir deneme olduğu kanaatindeyim. En kısa zamanda, yeni denemelerimle karşınızda olmayı umut ediyorum... 


8 Kasım 2012 Perşembe

Yuvalak Yemeği Tarifi

Yuvalak yemeği Afyon yöresine ait hem doyurucu, hem de çok lezzetli bir yemektir. Geçenlerde buradaki yöresel lezzetler etkinliği için yapıp resimlerini göndermiştim. Tabi ki burada yayınlamamak olmaz. Tarifin aslı, göce (aşurelik buğdayın un şekli) ile yapılıyor. Ama İstanbul da onu bulamadığım için ince bulgur ile yapıyorum. Hele birde yapım aşamasına çocuklarda katılırsa; hem yapması, hem yemesi çok keyifli bir yemek.

Malzemeler :
Yuvalakları hazırlamak için;
  • 1 su bardağı ince bulgur
  • Yarım su bardağı ince irmik
  • 1 yumurta
  • 1 yemek kaşığı zeytinyağı
  • 1 yemek kaşığı un
  • Tuz, kuru nane, kimyon
Pişirmek için;
  • Sıvı yağ
  • 1 adet yemeklik soğan
  • 1 kaşık salça
Hazırlanması :
İnce bulgur az, sıcak su ile kabartılır. Biraz soğuması beklenir. Yuvalak malzemelerinin tümü eklenir. Elimizi hafif ıslatarak malzemeleri iyice yoğurmalıyız.  Yoğurma işleminden sonra parmak uzunluğunda ve kalınlığında şeritler yapıyoruz.  Sonrada onlardan küçük parçalar koparıp, yuvarlıyoruz. Tencereye aldığımız yağ, doğranmış soğan ve salçayı kavurup üzerine su ekliyoruz. Tuzunu da ilave ettiğimiz su kaynayınca, yuvalaklarımızı ilave ediyoruz. 20-25 dk kadar pişiriyoruz. Ve yemeğimiz hazır. Yemeğimizi tabağa aldıktan sonra, damak tadınıza göre sade yoğurt veya sarımsaklı yoğurt ilave ederek servis edebilirsiniz.
Afiyet olsun...

1 Kasım 2012 Perşembe

Kurdela Nakışlı Masa Örtüsü

Elimde geçen sene aldığım bir örtü vardı. Onu, elimdeki kurdelalarla, dört köşesine sade bir kurdela nakışı yaparak değerlendirmeye karar verdim. Modeli kendim çizdim. Çiçekleri pembe tonlarında yapmaya karar verdim. İlk çiçeği yaptıktan sonra fark ettim ki, pembe kurdeladan ancak iki çiçek yapılabilecek. Diğer iki çiçeği de elimdeki diğer renklerden yapayım diye düşündüm. Sonuçta ortaya böyle bir örtü çıktı;


Kenarlarındaki saçaklar açık ve karışık durumdaydı. Onları ayırıp, kıvırarak arkalarından diktim. Çok uğraştırdı beni. Bu işin başka, pratik bir şekli de vardır herhalde, ama ben bilmediğim için aklıma böyle bir yöntem geldi.

Örtünün nasıl olduğu konusunda hala kararsızım. Daha doğrusu aradaki ton farkının...
Sizce nasıl olmuş?

Not: Diğer kurdela nakışı modellerime buradan bakabilirsiniz.

3 Ekim 2012 Çarşamba

Hazırlanınız


"Hazırlanınız; başka, daimî bir memlekete gideceksiniz. Öyle bir memleket ki, bu memleket ona nisbeten bir zindan hükmündedir."

Ölüm ehl-i îman için bir terhistir. Ecel, terhis tezkeresidir. Bir tebdil-i mekândır, bir hayat-ı bâkiyenin mukaddimesi ve kapısıdır. Zindan-ı dünyadan çıkmak ve bağistan-ı cinana bir uçmaktır. Hizmetinin ücretini almak için huzur-u Rahman’a girmeğe bir nöbettir ve dâr-ı saadete gitmeğe bir davettir.

Ehl-i îman için ölüm, vazife-i hayat külfetinden bir terhistir; hem dünya meydanındaki imtihanda, ta’lim ve ta’limat olan ubudiyetten bir paydostur; hem öteki âleme gitmiş yüzde doksan dokuz ahbab ve akrabasına kavuşmak için bir vesiledir; hem hakîki vatanına ve ebedî makam-ı saadetine girmeye bir vasıtadır; hem zindan-ı dünyadan, bostan-ı cinana bir da’vettir; hem Hâlik-ı Rahîminin fazlından, kendi hizmetine mukabil, ahz-ı ücret etmeye bir nöbettir.

Sizlere müjde! Mevt îdam değil, hiçlik değil, fenâ değil, inkıraz değil, sönmek değil, firâk-ı ebedî değil, adem değil, tesadüf değil, fâilsiz bir in’idam değil.. Belki bir Fâil-i Hakîm-i Rahîm tarafından bir terhistir, bir tebdil-i mekândır. Saâdet-i Ebediye tarafına, vatan-ı aslîlerine bir sevkiyattır. Yüzde doksan dokuz ahbâbın mecma’ı olan âlem-i berzaha bir visal kapısıdır.”

Ey biçâreler! Mezaristana göçtüğünüz zaman, “Eyvah! Malımız harab olup, sa’yimiz hebâ oldu; şu güzel ve geniş dünyadan gidip, dar bir toprağa girdik.” demeyiniz, feryad edip me’yus olmayınız... Çünkü: Sizin herşey’iniz muhafaza ediliyor. Her ameliniz yazılmıştır. Her hizmetiniz kaydedilmiştir. Hizmetinizin mükâfatını verecek ve her hayır elinde ve her hayrı yapabilecek bir Zât-ı Zülcelâl, sizi celb edip, yer altında muvakkaten durdurur. Sonra huzuruna aldırır. Ne mutlu sizlere ki; hizmetinizi ve vazifenizi bitirdiniz. Zahmetiniz bitti, rahata ve rahmete gidiyorsunuz... Hizmet, meşakkat bitti; ücret almağa gidiyorsunuz...

Ey insan! Yaptığın hizmet, ettiğin ubûdiyet boşuboşuna gitmez. Bir dâr-ı mükâfat, bir mahall-i saâdet senin için ihzar edilmiştir. Senin şu fâni dünyana bedel, bâkî bir Cennet seni bekler. İbâdet ettiğin ve tanıdığın Hâlık-ı Zülcelâl’in va’dine îman ve i’timad et. O’na va’dinde hulfetmek muhaldir. Kudretinde hiçbir cihetle noksaniyet yoktur. İşlerine, acz müdahale edemez. Senin küçük bahçeni halk ettiği gibi, Cennet’i dahi senin için halk edebilir ve halk etmiş ve sana va’d etmiş. Ve va’dettiği için, elbette seni onun içine alacak. 

Ey insan! Fenâya, ademe, hiçliğe, zulümata, nisyana, çürümeye, dağılmaya ve kesrette boğulmaya gittiğinizi tevehhüm edip düşünmeyiniz! Siz fenâya değil, bekaya gidiyorsunuz. Ademe değil, vücûd-u dâimîye sevk olunuyorsunuz. Zulümata değil, âlem-i nura giriyorsunuz. Sâhib ve Mâlik-i Hakîki’nin tarafına gidiyorsunuz ve Sultan-ı Ezelî’nin payitahtına dönüyorsunuz. Kesrette boğulmaya değil, vahdet dâiresinde teneffüs edeceksiniz. Firaka değil, visale müteveccihsiniz.

Mevt, idam değil; tebdil-i mekândır. Kabir ise, zulümatlı bir kuyu ağzı değil; nûrâniyyetli âlemlerin kapısıdır. Dünya ise, bütün şaşaasıyla âhirete nisbeten bir zindan hükmündedir. Elbette; zindan-ı dünyadan bostan-ı cinâna çıkmak ve müz’iç dağdağa-i hayat-ı cismâniyyeden âlem-i rahatâ ve meydan-ı tayeran-ı ervaha geçmek ve mahlûkatın sıkıntılı gürültüsünden sıyrılıp Huzur-u Rahmân’a gitmek; bin can ile arzu edilir bir seyahattir, belki bir saadettir.

Âhirette seni kurtaracak bir eserin olmadığı takdirde, fâni dünyada bıraktığın eserlere de kıymet verme.

Dünya bir misafirhânedir. İnsân ise onda az duracaktır ve vazifesi çok bir misafirdir ve kısa bir ömürde hayat-ı ebediyyeye lâzım olan levazımatı tedârik etmekle mükelleftir.

Dünyanın yüz bahçesi, fâni olmak haysiyetiyle, âhiretin baki olan bir ağacına mukabil gelemez. 

Dost istersen Allah yeter. Evet o dost ise, herşey dosttur.
Yârân istersen Kur’ân yeter. Evet ondaki enbiya ve melâike ile hayalen görüşür ve vukuatlarını seyredip ünsiyet eder.
Mal istersen kanaat yeter. Evet kanaat eden, iktisad eder; iktisad eden, bereket bulur.
Düşman istersen nefis yeter. Evet kendini beğenen, belâyı bulur zahmete düşer; kendini beğenmeyen, safâyı bulur, rahmete gider.
Nasihat istersen ölüm yeter. Evet ölümü düşünen, hubb-u dünyadan kurtulur ve âhiretine ciddî çalışır.


                                               
Ruhum oldukça müebbed, ebedîdir ömrüm,
En büyük vuslata Allah’a çıkan yoldur ölüm.


                                                      Risale-i Nur Külliyatından


21 Eylül 2012 Cuma

Yağmurluğa Renk Kattım

Bu günlerde, sonbahar ve yağmurlu günler bize merhaba diyor. Bizde tedbirimizi alıyor ve yağmurlukları meydana çıkarıyoruz. 
Bu yağmurluk, yeğenimin olup geçen sene benim elimde küçük eklemelerle biraz renklenmişti. O zamanlar keçe ile yeni tanışmıştım ve sürekli ne yapsam, nerede kullansam diye düşünüyordum. Ve gözüme takılan bu yağmurluğu biraz renklendirmeye karar verdim.

Burası yağmurluğun ön kısmı. Ceplerinin üzerine keçeden çiçekler ekledim. Kolundaki lastik kısmını da keçeyle kaplayıp üzerine çiçekli düğmeler diktim.



Burası da arkası. Sırt kısmına çiçek ve yaprak ekledim. Ve yine kapşonunun önündeki lastiğide keçe ile kaplayıp, düğmeler diktim.


Sonuç olarak; yağmurluk renklendi ve yenilendi. Yaptığım işin görenler tarafından beğenilmesi ise cesaretimi artırdı ve yapacaklarım için beni şevklendirdi. Kısacası çok faydalı bir çalışma oldu kanaatindeyim.



19 Eylül 2012 Çarşamba

Yoğurtlu Kabak Salatası

Yaz aylarında genellikle hafif yemekleri tercih ediyorum. Son aylarda çok sık yaptığım bir salataydı, yoğurtlu kabak salatası. Hem pratik, hem sağlıklı, hem de lezzetli. Daha ne olsun benim gibi bir salatasever için gayet ideal bir öğün. 




Malzemeler :
  • 3 adet kabak
  • 1 adet soğan
  • yoğurt
  • sarımsak
  • tuz, karabiber
  • sıvıyağ (zeytinyağı kullandım)
Hazırlanması :
  1. Doğranmış soğanları yağda biraz kavurduktan sonra, küçük küpler halinde kesilmiş kabağı ilave ediyoruz.
  2. Kabakları da kavurup, tuz ve karabiberini ekleyip, ocağın altını kapatıyoruz.
  3. Sarımsaklı yoğurt ilave edip servis tabağına alıyoruz.
  4. Arzuya göre mayonez, dereotu da eklenebilir.
Not : Diğer tariflerim burada.

Afiyet Olsun...


16 Eylül 2012 Pazar

Lavantanın Faydaları ve Lavanta Keseleri

Çok uzun zaman önce yapmıştım bu lavanta keselerini. O zamanlar elimin boşluğundan olacak ki; baya bir uğraşmışım. Aradan onca zaman geçmesine rağmen, banyoma mis gibi lavanta kokusunu vermeye devam ediyorlar.


Beyaz kumaş üzerine inci, çeşitli boncuklar ve organze kurdela kullanarak yapmıştım. Aslında kullandığım kurdela açık mavi renkti, ama zamanla rengi soldu ve krem rengine döndü.



Bu lavanta kesesini de annem dikmişti bana, gardrobum mis gibi koksun diye...




Lavanta keselerini paylaşırken, lavantanın ne gibi faydaları var diye düşündüm ve sizlerle de paylaşmak için küçük bir araştırma yaptım.

Lavantanın Faydaları
  • Karabaş otu olarak da bilinen lavanta bitkisi yatıştırıcı ve uyarıcı özelliğe sahiptir. Sinirli insanlar üzerinde yatıştırıcı etkiye neden olur.
  • Uykusuzluk halini giderir.
  • Lavanta kokusu vücuda kuvvet ve ferahlık verir.
  • Lavanta çiçeği yağı kapalı göze kompres yapılırsa gözleri kuvvetlendirir ve ferahlık verir.
  • Lavanta kokusu tahtakurdu, güve gibi böcekleri uzaklaştırır.
  • Lavanta çayı romatizma ağrılarına iyi gelir, ayrıca saç derisine sürülürse saç dökülmesini azaltır.
  • Lavanta kokusu migren hastalarını rahatlatır.
  • Lavanta yağı egzama ve sedef hastalığına iyi gelir.
  • Karaciğerin düzenli çalışmasına yardımcı olur.
  • Lavanta yağı bulantı ve kusmaları gidermekte faydalıdır.
Önemli Not: Lavanta yağı zehirlenmelere ve çeşitli sağlık sorunlarına neden olabileceği için, günde 5-6 damladan fazla kullanmamak gerektir. Ayrıca Lavantayı alkol kullananlar, hamileler ve emziren anneler kullanmamalıdırlar.

Umarım faydalı bir paylaşım olmuştur...

11 Eylül 2012 Salı

Düğmelerle Gelen Değişim

Bazen küçük dokunuşlar, kıyafetlere bambaşka bir hava katıyor. Mesela düğmelerini değiştirmek gibi...
Bende gömleklerimin, giysilerimin düğmelerini değiştirmeği çok seviyorum. Bazen yenilik olsun diye, bazen de alır almaz beğenmeyip düğmelerle uğraşıyorum.
Bu krem rengi, saten gömleğin üzerimdeki duruşu çok hoşuma gittiği için aldım. Eve gelince, düğmeler bana biraz sade göründüler. Bende sade gömlek düğmelerini, metal taşlı düğmelerle değiştirdim. İşte gömleğimin öncesi ve sonrası;

öncesi




sonrası



Bana göre bu düğmeler gömleğe daha çok yakıştı. Sizce nasıl olmuş?..

4 Eylül 2012 Salı

Tramisu ve Doğum Günü

Bayramda mis gibi memleket havasını aldıktan sonra, kaldığımız yerden hayata devam ediyoruz. Koşturmalar, heyecanlar, telaşlar, bazen üzüntüler, bazen sevinçler...
Bayramın 3. günü kızımın doğum günüydü. Benim minik kızım büyüdü de 4 yaşını doldurdu. Kızım günler öncesinden, çok sevdiği için, kendisine tramisu yapmamı istedi. Pratik olduğu için, benim de işime geldi doğrusu. Malum bayram telaşı vardı. Üzerini nasıl süsleyeyim dediğimde, 'Adım yazsın, yıldız ve çiçek olsun.' dedi. Benim için biraz aceleye geldi, çok özenemedim. Ama kızım çok beğendi. Pastayı gördüğünde, gözlerindeki ışıltı herşeye değerdi.



Tramisu

Malzemeler :

  • 1 paket kakaolu pasta keki
  • 1 paket nescafe üçü bir arada
  • 1 yumurta
  • 3 yemek kaşığı un
  • 3 yemek kaşığı şeker
  • 2 su bardağı süt
  • 200 gr labne peyniri
  • Üzerine kakao

Hazırlanması :

  1. Bir su bardağı sıcak suyun içine nescafeyi döküp karıştırıyoruz. Pasta kekinin iki parçasının üst kısımlarını, kaşık yardımı ile, nescafeyle ıslatıyoruz.
  2. Tencereye un, şeker, yumurta ve sütü alıyoruz.Kaynayana kadar karıştırarark pişiriyoruz. Kaynayınca altını kapatıyoruz.
  3. Labne peynirini de tencereye ekleyip mikser veya el blendırı ile çırpıyoruz.
  4. Hazırladığımız kremayı kekin arasına ve üzerine sürüyoruz.
  5. Üzerine kakao eleyerek süsleyebiliriz.
Afiyet olsun....

Not : Diğer tariflerim burada.

14 Ağustos 2012 Salı

Gömlek Süsleme

Bazen dolabımdaki giysiler bana;  "beni süsle, beni süsle"  diye sesleniyorlar adeta. Bende onlara "seve seve" diyorum. İşte bu gömlekte onlardan biriydi. Geçen gün ütülerken, burada paylaşmadığımı hatırladım. Alındığında sade olan, sonra tarafımdan küçük dokunuşlara maruz kalan koyu mavi gömleğim;



Daha önce aldığım, metre işi süslerden vardı elimde. Tek tek keserek, silikonla gömleğin yakasına, cebine ve düğmelerinin üzerine yapıştırdım. İşte bu da süslemede kullandığım malzeme;



Giysilere kendimden birşeyler katmayı seviyorum.Henüz kendim dikemesemde, en azından süsleyip, kendimce küçük tasarımlar yapıyorum....

NOT : Daha önceki giysi süslemelerime buradan bakabilirsiniz.


11 Ağustos 2012 Cumartesi

Şeftali Kompostosu

Çocuklara ne yapsam da katkı maddesiz ve sağlıklı yiyecek ve içecekler tükettirebilsem diye düşündüğüm bir anda gözüme dolaptaki şeftaliler takıldı. Şimdi bunlardan komposta yapsam, içine karanfil ve çubuk tarçın koysam, çocuklarıma şifa olsa, iftarda soğuk soğuk içsek bizi de serinletse diye düşündüm. Ve işe koyuldum.

Malzemeler :
  • 5-6 adet şeftali
  • 10-12 su bardağı su
  • 1-1,5 su bardağı şeker
  • 4,5 adet karanfil
  • 1 adet çubuk tarçın
  • 1 dilim limon
Not : Su ve şeker ölçülerini kendi damak tadınıza göre ayarlayabilirsiniz.

Hazırlanması :
  1. Su, şeker, karanfil, çubuk tarçın, ve limonu bir tencereye alıyoruz ve kaynatıyoruz.
  2. Şeftalilerin kabuklarını soyup, küp küp doğruyoruz.
  3. Şeftalileri kaynayan suya atıp, birkaç dakika kaynatıp altını kapatıyoruz.
  4. Ilık hale gelene kadar bekleyip, buzdolabında soğutuyoruz.
Şeftali Kompostosunun Faydaları :
  • Vücudun savunma mekanizmasını güçlendirir.
  • Antioksidan özelliği ile toksit maddelerin vücuda vereceği zararları önler.
  • Sindirim sistemini çalıştırıp hazmı kolaylaştırır.
  • Böbreklerin ve safra kesesinin düzenli çalışmasını sağlar.
  • İdrar sökücüdür.
  • Susuzluğu giderir ve vücuda serinlik verir.
  • Cildi nemlendirir ve canlandırır.
  • Sinir sistemi üzerinde olumlu etki yapar, uykusuzluğu giderir.

Afiyet olsun...

8 Ağustos 2012 Çarşamba

Türk İşi Pano

Bu Türk işi çalışmasını ablam öğrencilik yıllarında yapmıştı. Bana göre, yapması oldukça zor ve zahmetli bir iş. Fakat bir o kadar da değerli...


Bu da modelin yakından görünümü;



Herşey bir yana, insanın kendi el emeğini evinin duvarında sergilemesi güzel bir duygu olsa gerek...

4 Ağustos 2012 Cumartesi

Karanfil

Geçen haftalarda oğlumun ağzında yaralar çıktı. Hiçbirşey yiyemiyordu. Hatta konuşamıyordu. Oğlumun hiçbir ilacı kullanmayacağını bildiğim için, doğal yöntemlere başvurayım dedim. Ne yapabilirim diye araştırırken bir arkadaşımdan öğrendim ki; kaynamış suya(1 çay bardağı)  7-8 karanfil atılıp, suyun ılıması beklenir sonra da bu su ağızda gargara yapılırsa ağız yaralarına, boğaz ve diş ağrılarına iyi geliyormuş. Sabah ve akşam olmak üzere günde iki kez uyguladım. Ve sonuç; hem beni, hem de oğlumu çok sevindirdi. Ertesi gün neredeyse tamamen iyileşmişti oğlum. Bende böylece mutfağımızda, elimizin altında bulunan bu şifa kaynağını keşfetmiş oldum.

Karanfilin Faydaları:
  • Antiseptiktir; Mikropları öldürür
  • Ağrı kesici özelliğiyle diş ağrılarını kesmeye yardımcı olur
  • Ağız kokusunu giderir
  • Bedeni ve zihni yorgunluğu giderir
  • Kalbi ve hafızayı kuvvetlendirir
  • Bağışıklık sistemini güçlendirir
  • İshali keser
  • Mide bulantısı ve kusmayı önler
  • Öksürüğü keser
  • Hazmı kolaylaştırır

Umarım faydalı bir paylaşım olmuştur...

2 Ağustos 2012 Perşembe

Kutular

Geçenlerde farkettim ki, ileride kullanırım diye bir kenara ayırdığım kutular baya bir birikmiş. Onları fonksiyonal hale getirmenin zamanı gelmiş. Malum iki çocuğun da derlenip toparlanması gereken bir sürü oyuncak ve eşyası var. Hemen işe koyuldum. Ve kutuları yapışkan folyo ile kapladım.

Bu kızımın ayakkabı kutusuydu. Şimdi ise, kızımın küçük oyuncaklarının kutusu oldu.


Bunlar da dondurma kutuları. Oğlumun küçük oyuncaklarını içine koyduk.


Bu kutuyu da lego parçalarını koymak için almıştım. Oldukça fazla legomuz ve büyük bir kutuya ihtiyacımız vardı. Neyse ki kutunun içine sığdılar. Bu kutuyu da gemi figürlü yapışkan folyo ile kapladım.

Sonuçta hem kutuları değerlendirmiş, hem de evi düzenlemiş oldum. Daha ne olsun...



26 Temmuz 2012 Perşembe

Kapı Süsü 2

Daha önce yeğenim için yaptığım kapı süsünü burada paylaşmıştım. Kızım bu kapı süsünü görünce, ısrarla kendisine de yapmamı istedi. İki kuzen de aynı yaştalar. 4 yaşında iki kız çocuğu düşünün; birisinde ne olursa,  diğerinde onun 'daha güzeli' olmalı kendi tabirlerince...
Tabi ki kızımın bu isteğini seve seve yerine getirdim bende. Kendisine üzerinde ne olsun, diye sordum. O da; ismim yazsın, bir de çiçekler olsun dedi. Bende bu doğrultuda bir kapı süsü yaptım ona. Neyse ki beğendirebildik küçük hanıma.

İlk önce straforu kurdele ile kapladım.



Sonra kalın kurdeladan ve düğmelerden çiçekler yaptım. Birde kırılan tokalardan kalma iki küçük yıldızımız vardı. Onları da kullandık süslemede.



Son olarak da keçeden harfler kestim ve harflerin üstüne de sutaşı geçirdim.


Bizim ailenin kapı süslerine olan ilgisi giderek artıyor. Oğlum da istiyor. Sırada o var...




21 Temmuz 2012 Cumartesi

Güllaç

Nam-ı diğer Ramazanın gülü; güllaç. Hazırlaması pratik ve kolay. Lezzeti ise harika. Çocukluğumdan beri en sevdiğim tatlıdır kendileri. Malesef her zaman bulunmuyor. Benim gibi güllaçseverleri de düşünmeli ve hep satışta bulundurmalı.


Malzemeler :
  • 1 litre süt
  • 6-7 yaprak güllaç
  • 1,5 su bardağı şeker
  • yarım paket vanilya
  • 2-3 damla gülsuyu
Hazırlanması :
  1. Süt ve şekeri ocağa alıp kaynatıyoruz. Kaynayınca altını kapatıp vanilya ve gülsuyunu ilave ediyoruz. Ve sütün ılık hale gelmesini bekliyoruz.
  2. Borcama  güllaç yaprağının parlak kısmı üst tarafa gelecek şekilde yerleştiriyoruz. Üzerini ılıyan sütle ıslatıyoruz. Tekrar güllaç yaprağı ve sütle, tüm güllaç yaprakları bitene kadar işlem devam ediyor.
  3. Güllaç yaprakları bittiğinde kalan sütü güllacın üzerine döküyoruz.
  4. Buzdolabında yarım saat beklettikten sonra, üzerini ceviz, badem veya fıstıkla süsleyerek servis edebiliriz.

Not : Ölçüler yukarıdaki resimde görünen kare borcam tepsiye göredir.


Afiyet olsun...

18 Temmuz 2012 Çarşamba

Bisküvili Parfe

Tam da bu sıcak yaz ayları için, pratik bir tarif. Hazırlaması yaklaşık 5-10 dakika sürüyor. Uzun olan kısmı;  buzlukta 2-3 saat donmasını beklemek. Bizde bu süre biraz daha uzuyor. Çünkü pastanın yapımında bana yardım eden ufaklıklar, donup donmadığını kontrol etmek için sürekli buzdolabını açtığından, buzluğumuzun üstün bir performans sarfetmesi gerekiyor. İşte dondurma kıvamında pastamız;



Malzemeler :
  • 2 poşet toz kremşanti
  • 1 paket kakaolu bisküvi
  • 1,5 bardak süt
Üzeri için :
  • Yarım paket çikolata sosu
  • 1,5 bardak  süt
Hazırlanması :
  1. 2 paket kremşanti ve 1,5 bardak sütü derin bir kapta çırpıyoruz.
  2. Kremşantinin içine kakaolu bisküvileri, elimizle küçük parçalara kırarak, ekliyoruz.
  3. Bu karşımı kare borcam tepsiye yayıyoruz.Ve buzdolabının dipfriz bölümüne kaldırıyoruz.
  4. Küçük bir tencerede çikolata sosunu pişiriyoruz ve ilk sıcaklığı çıkınca buzluktaki karışımın üzerine döküyoruz.
  5. 2-3 saat buzlukta donduktan sonra servis yapıyoruz.
Afiyet olsun...

Not : Diğer tariflerime buradan ulaşabilirsiniz.